Sigara kullanımı, özellikle gelişmekte olan ülkelerde artmakla beraber insan sağlığına en çok zarar veren zararlı alışkanlıklardandır. Gelişmiş ülkelerde sigara kullanım oranı sabit seyretmektedir. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı Dünya’daki en ciddi halk sağlığı sorunu olup yılda 8 milyondan fazla insan hayatını kaybetmektedir. İnsan sağlığına hiçbir yararı olmayıp kanser gelişimi, kalp damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları, inme ve damar tıkanıklarına neden olarak insan ömrünün kısalmasına ve yaşanılan ömür süresinin kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır.
Üroloji pratiğimizde, mesane kanserinin en sık nedeni olarak sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımını görmekteyiz. Sigara kullanım süresi ve miktarı artmakla beraber mesane kanseri daha sık ve daha ileri evrede görünmektedir. İlk tanı anında vakaların %75’i kasa invazif olmayan mesane kanseri tanış almaktadır. Bu hastalarda, sigara kullanımının tanı aldıktan sonra da devam etmesi halinde kanserin tekrarlaması ve kasa invazif hale gelmesi daha sıklıkla olmaktadır. Kasa ulaşmış mesane kanserlerinde ameliyatla mesane alınmasını takiben %50’sinde ileri dönemde vücuda yayılım ihtimali bulunmaktadır. Kasa ulaşmış mesane kanseri tanısı alıp ameliyat olan hastaların aktif sigara içimine devam etmesi halinde tedavi başarıları sigara bırakanlara göre düşmekte ve yaşam süreleri kısalmaktadır Yapılan çalışmalar, sigaranın erken bırakılması ile beraber mesane kanseri insidansı azaldığını göstermektedir.
Ürolojik kanserlerden böbrek kanserinin de en sık sebeplerinden biri sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımıdır. Böbrek kanseri tanısı alan hastalarda evresine göre kitlenin ya da böbreğin tamamının alınması gerekmektedir. Bu hastalarımızın bir kısmında eşlik eden şeker ve tansiyon hastalıklarının da bulunması, hastanın ameliyat sonrasında böbrek kaybı ile beraber böbrek yetmezliğine gidişi hızlandırmaktadır. Özellikle ileri evre vücuda yayılmış böbrek kanserleri yaşam süresini de ciddi kısaltmaktadır. Vücuda yayılmış böbrek kanseri tanısı alan hastaların aktif sigara içimine devam etmesi halinde tedavi başarıları sigara bırakanlara göre düşmekte ve yaşam süreleri kısalmaktadır.
Ürolojik hastalıklardan Sertleşme Bozukluğunun en sık sebeplerinden birisi sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımıdır. Sigara, kalp ve damar hastalıklarındaki gibi penisin damarlarında hasar oluşturması nedeniyle hastalarda sertleşmeyi başlatamama ve/veya sertliği sürdürememe ile sonuçlanmaktadır. Sertleşme bozukluğu yaşla beraber sıklığı artan 50 yaş üzeri erkeklerin yaklaşık olarak yarısında görülen bir durumdur. Hiç sigara içmeyen erkeklerde, sigara içenlere göre önemli oranda sertleşme bozukluklarının görülmediği çalışmalarda ortaya konmuştur. 2022 yılında British Journal of Urology’de yayınlanan bir çalışmada, sigarayı bırakanların hala sigara kullananlara göre daha az sertleşme bozukluğu olduğu belirtilmiştir.
Yeni Zelenda’da 2023 yılında yürürlüğe girecek yasa ile 14 yaş ve altındakilerin ömür boyu sigara satışının yasaklanması kararı alındı. Bu yasa ile sigaraya bağlı gelişen hastalıkların en aza indirilmesi ve sağlık sistemine getirdiği milyarlarca dolarlık maddi yükün vatandaşın ihtiyaçlarına kullanılması hedeflenmektedir. Sigara yasağının tüm ülkelerde hayata geçirilmesi ve mevcut sigara içenler içinde sigara bırakma merkezlerinin sayısının arttırılıp bu merkezlere yönlendirilmesinin teşvik edilmesi ile toplum için sağlıklı ve kaliteli yaşamın sağlanması tüm dünyada hedeflenmelidir.
Doç. Dr. Önder Çınar ile iletişime geçmek için tıklayın